Edirne’nin sokaklarında, zamanın tınısını yakalayan bir figür var: Fikri Uz. 52 yıldır bu şehirde, saatlerin akreple yelkovan arasında kaybolan zamanını tamir eden bir usta olarak varlığını sürdürüyor. Mesleğini bir sanat gibi icra eden Uz, saatlerin sadece zamanı göstermekle kalmadığını, aynı zamanda insanların hatıralarını, yaşamlarını ve evlerini yansıttığını söylüyor.

1971’de başladığı saat ustalığına olan sevdası hiç azalmamış. Eniştesinin çıraklığında başladığı bu yolculuk, zamanla ustalaşmasını sağlamış. Uz, geçmişte saat tamirciliğinin ne kadar rağbet gören bir meslek olduğunu anlatırken, günümüzde değişen teknolojiye rağmen hala eski saatlerin tamir edilme talebinin devam ettiğini belirtiyor.

Geleneksel saatlerin teknoloji akışına direndiğini vurgulayan Uz, duvar ve masa saatlerinin eskiden daha çok tercih edildiğini dile getiriyor. Kendisi ise eski saatleri tamir etmeyi, insanların hatıralarını unutmamasını sağlamayı tercih ediyor. Her saatin bir hikayesi olduğunu ve hiçbir saatin atılacak kadar değersiz olmadığını vurguluyor.

Saat tamirciliğinin sabır işi olduğunu belirten Uz, saatleri tamir etmek için gereken detayların, dikkatin ve sabrın olmazsa olmaz olduğunu söylüyor. Milimetrik hassasiyetle çalıştığını ifade ederken, her saatin bir aile, bir yaşamı yansıttığını ve kullanılmasa bile hatırlatıcı özellikleri olduğunu dile getiriyor.

52 yıllık ustalık serüveninde gözlerinin zamanla bozulduğunu fakat hiçbir zaman başka bir iş yapmamış olmasının sebebini tutkusuna bağlıyor. Ayrıca, günümüzde kullanılan saatlere kıyasla eski saatlerin daha sağlam olduğunu da vurguluyor.

Fikri Uz, yarım asrı aşkın süredir süregelen bu mesleğiyle sadece saat tamir etmiyor, aynı zamanda zamanın inceliklerini, hatıraları ve yaşamları gelecek nesillere aktarıyor.

HABER MERKEZİ

FOTOĞRAF: Birol ÇAKAN